Ekrem İmamoğlu: ‘Kentin Sanayi Vizyonu’ toplantısında konuştu
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Lideri Ekrem İmamoğlu, görev süreleri boyunca kurdukları “İstanbul Sanayi Platformu”nun katkılarıyla düzenlenen “Kentin Sanayi Vizyonu” toplantısına katıldı. Anadolu Yakası Orgazin Sanayi Bölgesi (AYOSB) Yönetim Binası’nda gerçekleştirilen toplantıda sırasıyla; AYOSB Lideri Murat Çökmez, Biyoteknoloji İhtisas Organize Sanayi Bölgesi (BİOSB) Lideri Ercan Varlıbaş, CHP Tuzla Belediye Başkan adayı Eren Ali Bingöl ve İmamoğlu birer konuşma yaptı. Sanayi dalının ülke ekonomisi üzerindeki önemine dikkat çeken İmamoğlu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi öncülüğünde kurulan İstanbul Sanayi Platformu’nun söz konusu alana katkı sağlamak amacıyla kurulduğunu belirtti.
“2023 SONU İTİBARİYLE KİŞİ BAŞI 25 BİN DOLAR GSYH GSYİH BELİRLENİRKEN…”
İktidarın yanlış politikalarından kaynaklanan ekonomik kriz nedeniyle 3 haneli enflasyon rakamlarıyla karşılaşıldığına dikkat çeken İmamoğlu, özetle şunları söyledi:
“Bu bizim için geçerli. Bu işin kaybı çok büyük, anlatılamaz kayıplardır. Daha dün, 8-9-10-11 yıl önce, bu tarihte, 2023 yılı sonunda kişi başı gayri safi milli hasılayı 25 bin dolar olarak belirlemiştik; Bugün bunun 1/3’üne razı olmak zorunda kalmanın ne kadar acı olduğunu, ne kadar büyük bir tutarsızlık olduğunu bilmemiz gerekiyor. Peki kaybeden bu politikayı yapan mı, bu kararı veren mi? Hepimiz kaybediyoruz. Peki bugün 25 bin dolara ulaşılsaydı nasıl bir ruh halinde olurdum? Bunu kim yaparsa yapsın dünyanın en mutlu insanı ben olurdum. Yeter ki o zenginliğe ulaşabilelim. Daha iyisini hedefleyelim, daha iyisini insanların önüne koyalım. Ancak biz o hedeflerin üçte birine düşmüş durumdayız ve bunu kabul eden, arzu gösteren, bundan kurtulup ileriye sıçramaya çalışan insanlar haline geldik.”
“BU İŞİN BAŞINDAKİ KİŞİ BU İŞİN SORUMLUSUDUR”
“Bunun nedenini elbette biliyorum. Burada tabi ki politikaya dair birkaç cümle söylemem gerekiyor. Bu işin sorumlusu bu işin sorumlusudur. Çok açık. Dolayısıyla bu durumun başka sorumlusu yok. Ve eğer İstanbul’daki yönetime hesap sorulmuyorsa, işler kötüye gidiyorsa, tıpkı o dönemin sorumlusu benim gibi; Aynı şekilde bu ülkenin ekonomisinden sorumlu olan kişi de bu ülkenin Cumhurbaşkanıdır. Çünkü bugün baktığınızda vatandaş beyaz peynir bile alamıyor. Gerçekten açlık sorunu var. Kent Restoran’ı açıyoruz. Bu 1,5 ay içerisinde 3 tane daha açacağız. Çocuklardan duyuyorum, emeklilerden de duyuyorum, işçi sınıfından da duyuyorum, insanlar artık bize sarılıyor, ‘Bizim mahallemize de Kent Lokantası açın Belediye Başkanı’ diye bağırıyorlar. Belki suskun esnafımız bile bunu söylemek istiyor. “Bu derin yoksulluk anlamına geliyor.”
“AMA NELERLE KARŞILAŞIYORUZ?”
“Ama neyle uğraşıyoruz? Genel seçimler geçti, bir yıl geçti, ülkede ekonomi politikaları dibe vurdu ve o günden daha da kötü durumdayız. Üretimde, ihracatta, ithalat rakamlarında, bütçe açığında, cari açıkta ve her türlü veride para politikaları nedeniyle daha kötü durumdayız. Ama aklı ve düşünceleri İstanbul’dadır. Her gün, her konuşmada İstanbul batıyor, İstanbul kalkıyor; İstanbul Belediye Başkanı düştü, İstanbul Belediye Başkanı kalktı. Açıkladığı adaya da üzülüyor. Yani bir aday açıkladınız; Bırakın aday konuşsun. Rakibimiz olsun. ‘Hayır rakip olmamalı’ gibi bir süreci anlatmaya çalışıyor. Biz de süreci hayretle izliyoruz. Yeterli devlet adamları devletin temel sorunlarıyla ilgilenir. Ben de ‘İşinize bakın’ diyorum. Gerçek işinize, gerçek sorunlarınıza odaklanmanızı öneririm. Ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi seçimleri İstanbul’da belirlenen adaylar üzerinden İstanbul halkı tarafından yapılsın, performansları halkın kararıyla belirlensin. Bu kadar kolay. Ancak bu kolay süreç demokratik anlayışı zorlaştırma çabasıdır. Açılış, miting vb. yaparak yerel seçimleri bu kadar sabote etmenin anlamsız olduğunu düşünüyorum. Bu bağlamda asıl sorunun bu üreticinin sorunları olduğunu ve bunlarla ilgilenmesi gerektiğinin altını çizmek isterim.”
“OY VERİR YA DA VERMEZ, HERKESİ TEMSİL EDİYORUZ”
“İBB olarak milletin yanındayız. Biz milletin temsilcisiyiz. Biz sizin temsilcileriniz. Seçmenler değil; Oy verse de vermese de herkesi temsil ediyoruz. Siyasi partiler aracı kurumlardır. Yani hizmetin bir amacı değil aracıdır. O vesileyle yanınıza geleceğiz. Ama asıl amaç; Milletin bütününü anlamak, milletin tamamına hizmet etmektir. Bizler bu yolculukta aynen öyle görünüp o noktaya yürüyen bireyleriz. Biz milletin temsilcileri olarak buradaki tüm sanayici dostlarımızın desteğiyle, tüm iyi niyetimiz ve tüm emeğimizle, sizi ve milletin geleceğini gerçekten önemseyen bir anlayışla oylarınızı istiyoruz, Bu milletin, bu ülkenin, bu güzel şehrin çocukları ve gençleri. Bir bireyi veya siyasi partiyi temsil ediyoruz; Biz milleti temsil ediyoruz. Bu bizim ahlakımızdır. Bunu temsil etmeye devam edeceğiz. Lütfen milletinizi ve mutlu geleceğinizi üzen bir anlayışı seçin. Elbette desteğinizi istiyoruz. “Dünün iki katı kadar İstanbul’a hizmet koşacağımızdan, ‘Son hız’ diyerek böyle bir hedefe sizlerle birlikte yürüyeceğimizden hiç şüpheniz olmasın.”